Selam ve sevgilerin siz değerli gönül dostlarımın olması dileği ile hepinize güzel bir hafta geçirmenizi cani gönülden temenni ederek bu hafta kısa bir ayrılıktan sonra tekrar sizlere yazabildiğim için mutluluğumu ifade etmek istiyorum.
Geçen hafta yıllık iznimin bir bölümünü kullanmak üzere memleketim olan Fethiye’ye gittim. Hoş sohbetlerden sonra memleket havasını teneffüs ettim ve etrafa şöyle bir göz attım, buradan size yazabileceğim en güzel şey Fethiye Belediyesinin hayvanlar için yaptırıp yol kenarlarına koydurduğu ekmek ve yemek barınakları ile su Kapları son derece ilgimi ve dikkatimi çekti, daha da güzeli orada yaşayan vatandaşlar da bu olayı sahiplenmişler ve hiç kimse içerisine ne kağıt, ne de sigara izmariti atıyor, ne de attırıyorlar, gerçekten içim bir tuhaf oldu. Yine birkaç çay bahçesinin ön tarafından martılara, balıklara ekmek atarak seyyar havuz gibi yaparak adeta bir cennet yaratmışlar, buralardan balık avlamasını da yasaklamışlar. Kuşlar ve balıklar özgürce suyun üstünde adeta dans edercesine yüzerek izleyenlere hoş vakit geçirtiyorlar. İnsanlarımızın yapılan iyiliği ve güzelliği sahiplenmeleri, son derece insan onurunu güzelleştiren bir mutluluk duygusu ve hissi yaşatıyor, keza aynı şekilde çay bahçelerinde oturan insanlar çöp konusunda çok titizler, hiç kimse bir diğerini uyarmaktan korkmuyor, bunu bir görev addetmişler. Hal böyle olunca ortaya yaşanabilir ve temiz bir çevre çıkıyor. Sosyal çevre gerçekten çok önemli ve bir o kadarda gerekli, bu konuda gerek Fethiye halkını gerek se başta Fethiye Belediye Başkanı Sayın Behçet Saatçı olmak üzere tüm ekibini cani yürekten kutluyorum.
Sevgili dostlarım, değerli okurlarım, malum olduğu üzere iklim olarak ve mevsim olarak soğuk bir havanın etkisi altındayız. Bunu her sene kış aylarında yazıyoruz, söylüyoruz ama bir kez daha ifade etmemizde yarar olduğunu düşünüyorum. Kış aylarında hayvanların yem ve meme bulması konusunda son derece sıkıntı çektikleri ve çoğu ölüm tehlikesi ile baş başa kalmaktadırlar. Bu aylarda evlerimizin pencerelerine birkaç ekmek kırığı, buğday tanesi, koyarak onlara destek olmak hiç de zor olmasa gerek, kediler, kuşlar, köpekler, böcekleri bir parçacık çöpe atılacak ekmeğe o kadar muhtaçlar ki bunu size kelimelerle anlatamam, eğer bunu bir kez yaparsanız sizlerde o mutluluğa ortak olacaksınız ve kalbinizi vicdanınızı son derece rahatlatacaksınız, yeter ki bir kez deneyin bir şey kaybetmezsiniz. Lütfen sadece atık ekmekleriniz ve yemekleriniz ile bir değil, birkaç can kurtarabilirsiniz.
Soma’ya geldiğim gün Turgutalp Azot tarafında eli silahlı bir çok insan gördüm, denk gele donmak üzere olan ve soğuktan kanatları büzüşmüş hayvanlara tüfek atarak, onların canlarını almaktadırlar, Allah aşkına söyleyin bunun neresi avdır, neresi spordur, neresi çevreciliktir. Böyle bir mantık varımıdır, bizim kitabımızda hangi güçsüze silah çekmek, öldürmek yatmaktadır. Bizler toplum olarak ekolojik dengeyi bozmadan, yıkmadan, tahrip etmeden gelecek nesillere güzel bir dünya bırakalım derken, sizler kuşların ve diğer canlıların kökünü kurutmaktasınız, her zaman, her yerde söylemişimdir, yarın bir gün çocuklarımız serçe kuşlarını bile hayvanat Bahçelerinde, kafeslerde göreceklerdir, daha düne kadar görülen keklikler, sığırcıklar, ağaç kakanlar acaba bu gün ne kadar görülüyor , yok denilecek kadar azdır.Lütfen elimizi vicdanımıza koyalım ve aciz içerisindeki, çaresizlik içerisindeki hayvancıklara silah atmayalım, attırmayalım.
Gelecek hafta görüşünceye dek şen ve esen kalın, sevgi ile kalın, sağlık ile kalın sevgili dostlarım.