Selam ve sevgilerin siz değerli dostlarımın olması dileği ile hepinize güzel bir hafta geçirmeniz dileklerimle Merhabalar diyorum.
Sevgili dostlar, Malum olduğu üzere okullarımız geçen hafta Cuma günü sömestre tatiline başladı ve her taraf adeta cıvıl cıvıl çocuk sesleri ile doldu, biz çocuklarımızın şen şakrak ve neşe içerisinde seslerini duymasını çok seviyoruz, özellikle parklar, oyun alanları, spor sahaları muhteşem görüntülere sahne oluyor. Geçen hafta sonu Atatürk Stadında oynanan Soma spor, Atilla spor maçında tribünlerdeki taraftarların en az yakınına bir kısmı çocuklardan oluşuyordu ve gerçekten bu çok sevindirici bir olaydır. Biz psikolog, eğitimci, rehberci olmadığımıza göre çocuklarımızın nasıl tatil geçireceklerine veya karnelerini nasıl değerlendireceklerine dair bir fikir yürütemeyeceğiz, ancak yıllardan beri özellikle bizim toplumumuzda gelenek haline gelen ödüllendirme konusunda birkaç hususa değineceğim.
Sevgili dostlarım, değerli okurlarım gerek sömestre gerekse yıl sonu tatillerinde bizim sıklıkla serzenişte bulunduğumuz bir olayı yine gündeme taşımak istiyorum, öncelikle kenar kısımlarda ikamet eden vatandaşlarımızın bir çoğu çocuklarına karne hediyesi olarak havalı tüfek almakta ve küçük yaşlardan itibaren çocuklarına hayvan avlanmasını, nişan alıp sağa sola ateş etmesini kısaca vahşiliği öğretmektedirler.Bizim iş yerimiz Şehir merkezinde olmasına rağmen tel örgünün kenarları havalı tüfeklerle dolaşan çocuklardan illallah dedik. Bu nasıl bir hediye şeklidir, bizim zamanımızda onbeş gün olmasına rağmen ara tatillerde ya bir iş yerinde çalışır yada durumu iyi olanlar aileleri ile eş dost , şehir ziyaretlerine gider yada kitaplar okurlardı.Biz genellikle çalışan kısımda yer alırdık, hiçbir tatil olayı yaşamadım, kitap okuma fırsatımda olmadı. Ailem fakirdi, kıt kanat geçiniyorduk, benim 15 günlük kazanacağım para okul harçlığım olacaktı. Şimdilerde ise durum tamamen değişti, tatillerini Uludağ da, yurt dışında,kayak merkezlerinde geçirenlerin yanı sıra çocuklarını güya erkek hissettirmek için bir an büyümüşçesine eline silah vererek mahalle arasına salan düşüncesiz ebeveynler , analar babalar vs. maalesef kendilerine ve çocuklarına iyilik yapmış gibi görünen zavallı insanlar hem topluma, hem etrafa hem de çocuklarına kötülük yaptıklarının farkına varamadan infilak ve patlamaya hazır bir bomba yetiştiriyorlar.
İkinci büyük yanlışla, yine çocuklarımıza aldığımız evcil hayvanlardır. Maalesef toplumumuz bu konuda halen bilinçlenmiş değildir. Sevgili okurlarım çocuklara hayvan sevgisini küçük yaşlardan itibaren vermek gerekir, bu sevgi ille kendisine bir hayvan almakla olmaz, öncelikle bilinçli olarak aileler çocuklarına hayvan sevgisinin ne olduğunu anlatacaklar, bilinçlendirecekler, daha sonra ufak bir kuş gibi evcil hayvanlarla ortamı sağlayacaklar ama bunları karne hediyesi olarak vermeyeceklerdir. İlle hayvan sevgisi eve hayvan almakla olmaz, bunu barınaklara götürerek de çocuklarımızı tatmin edebiliriz. Bizler Türk milleti olarak gerçekten vicdanlı ve merhametli bir milletiz, ama bir o kadarda unutkanız. Özellikle yaz aylarında sahil kenarları ,gelirken evcil hayvanlarını getiren ve dönüşte onları bırakıp giden istenmeyen görüntüler ile karşı karşıya kalıyoruz.Terk edilen bu hayvanlar sevgiden ve bakımdan aniden yoksun kaldığı zaman hayata küsmektedirler, acı çekmektedirler.hayvan diyorlar, oyuncak diyorlar ama , aslında hayvanlar insanlardan daha çok hislidirler. Bu canlıları hiçbir zaman oyuncak olarak görmeyelim, onlar da bizim gibi seviniyorlar, üzülüyorlar, acı çekiyorlar, onlara kesinlikle oyuncak muamelesi yapmayalım.
Gelecek hafta görüşünceye şek şen ve esen kalın, sevgi ile kalın değerli dostlarım.