Santralde meydana gelen yangınlar ve vatandaşların akıllarında oluşan soru işaretlerine SEAŞ Genel Müdürü Nuri Şerifoğlu açıklık getirdi. Düzenlediği basın toplantısında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Şerifoğlu ‘Santralımızla ilgili bazı endişeler dile getirilmiştir. Bunun üzerine santralımızla ilgili konularda kamuoyunun doğru bir şekilde bilgilendirilmesi adına, konu ile ilgili olarak bir açıklama yapma gereği hissedilmiştir.’dedi.
Şerifoğlu ‘Bilindiği gibi herbiri 165 MW gücünde 6 ünite toplam 990 MW kurulu güce sahip Soma B Termik Santralı, yaklaşık 30 yıldır Ülke ve Soma ekonomisine çok ciddi katkılar sağlamaktadır ve sağlamaya devam edecektir. Elbette bu 30 yıllık süreçte santralımız yıpranmış ve ekonomik ömrünü doldurmuştur. Bu nedenle santralımızın eskiden olduğu gibi kesintisiz ve sorunsuz bir üretim gerçekleştirebilmesi için, öncelik kazanlarda olmak üzere gerek türbinlerde ve gerekse yardımcı tesislerde kapsamlı rehabilitasyon çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak gerek kamu ihale kanunundaki bazı düzenlemeler, gerekse özelleştirme sürecinin belirsizliği bu çalışmaların yürütülmesinde sıkıntılar oluşturmaktadır. Buna rağmen bu konudaki teknik ve idari hazırlık çalışmalarımızı ara vermeksizin sürdürmekteyiz. Haberde yer alan hususlarla ilgili açıklamalarımız aşağıdaki şekildedir:
• Haberde; alınan bilgilere göre, son yıllarda yangın olaylarında bir artış olduğu belirtilmektedir.
Santralımız bilindiği üzere ağır ve tehlikeli işyeri sınıfına girmekte ve bu nedenle tüm tedbirler alınmasına rağmen dünyanın her yerindeki benzer işyerlerinde olduğu gibi bu tarz üzücü olaylar yaşanabilmektedir. Elbette santralın ilk kurulduğu yıllarda bakım ihtiyacının nispeten az olması ve tüm ekipmanların yeni olması bu tarz olayların çok fazla yaşanmasını engellemiştir. Buna rağmen geçmiş yıllarda da benzer yangın olaylarıyla karşılaşılmıştır. Şalt sahasında 200 MVA gücünde bir trafomuzda yaklaşık bir hafta süren ve trafonun tamamen kullanılamaz hale gelmesine sebep olan yangın, 2010 yılında 3. Üniteye ait ana trafoda çıkan yangın, 2000 yılında 6. Ünite elektrik panellerinde çıkan yangın bunlardan birkaçıdır. Ancak, 30 yıldır çalışan bir santralde yıpranma neticesinde arıza ve sorunlarla karşılaşılması istenmeyen bir durum olmakla birlikte muhtemeldir. Bununla birlikte haberde de belirtildiği üzere 5. Ünitede yaşanan yangın olayından sonra, takdir edersiniz ki tüm çalışanlarımızda yangın konusundaki hassasiyet artmıştır. 1. ve 6. ünitede de bu yüzden yangın çıkmaması için en düşük olasılıklar bile gözetilerek gerekli tedbirler alınmıştır. Bu tedbirler belki de insanların yangın olaylarında artış olduğu izlenimine kapılmasına neden olmuş olabilir.
•Haberde 5. Ünitede çıkan yangın olayında zararın çok olduğu belirtilmektedir.
Elbette gönül isterdi ki böyle bir olay hiç yaşanmamış olsun. Ancak gerek belediye itfaiye ekiplerinin gerek çalışanlarımızın takdire değer gayretleriyle yangın kısa zamanda kontrol altına alınmış ve büyük bir zarar oluşmasının önüne geçilmiştir. Ana ekipmanlarda ciddi bir hasar oluşmamakla birlikte, ağırlıklı olarak kumanda ve enerji kabloları hasar görmüştür. Dolayısıyla santralımızın boyutları düşünüldüğünde büyük bir maddi hasarla karşı karşıya kalınmamıştır.
• Haberde geçen bir diğer diğer husus ise; 5. Ünitede yangın sonrası çalışmaların çok yavaş yürütüldüğü konusudur.
5. Ünitede yaşanan yangın olayı sonrası çalışmalar derhal başlatılmış ancak, öncelikli olarak yangın sonrası hasar tespit, projelendirme, planlama ve malzeme temini hazırlığı yapıldığından ve bu nedenle sahada somut bir çalışma görülemediğinden çalışmaların geç başladığı algısı oluşmuş olabilir. Böyle beklenmedik bir olay sonrası yapılacak doğru bir planlamanın gerek zaman gerekse ekonomik açıdan fayda sağlayacağı aşikardır. Gerekli aydınlatma, soğutma, inceleme faaliyetlerinin yapılması ve emniyet tedbirlerinin alınmasının ardından çalışmalara 1 hafta içerisinde başlanmıştır. Bu çalışmalar sırasında öncelikle daha az hasar gören 6. Ünitenin emre amade edilmesine çalıışılmış ve 10 gün içerisinde üretime başlaması sağlanmıştır. 6. ünitenin çok kısa bir zaman içinde tekrar devreye alınmasından sonra sisteme ait projeler toparlanmış ve ayrıntılı hasar tespit çalışmalarına başlanmıştır. Projesi olmayan kısımların (kablo tava güzergahı gibi) projesi hazırlanmıştır. Sahadaki tüm ekipmanlar ve enstrümanlar kontrol edilmiş, kablo güzergah tayini ve metraj çalışmaları yapılarak yeni baştan Autocad ortamında projelendirilmiştir. Tüm bu çalışmalar sürerken yangına maruz kalan enstrüman ve ekipmanların fonksiyonellik testleri tamamlanmıştır. Kullanılamayacak durumda olanların tedariği yoluna gidilmiştir. Vakit kaybı olmaması için elimizde olmayan bir kısım malzeme TEİAŞ tan derhal temin edilmiş yurtiçinden temin edilebilenlerin temin işlemleri tamamlanmış, yurtdışından gelecek olan bazı özel kabloların da siparişleri verilmiştir. Bu işlemle eş zamanlı olarak yangın sonrası hasar gören yerlerin ve kabloların temizlenmesi ve demontajı çalışmalarına başlanmıştır. Tabii bu süreç içerisinde santralimizin diğer üniteleri ile ilgili arıza ve bakım çalışmaları da aksatılmadan yürütülmüştür. Netice olarak başlangıçta çok daha uzun olacağı öngörülen 5. Ünitenin devreye alınma tarihinin şu an itibariyle kasım ayına kadar çekilebileceği öngörülmektedir. Bu konudaki çalışmalarımızı da hiç ara vermeden sürdürmekteyiz.
• Haberde yangınların çıkış sebebiyle alakalı olarak, revizyonların zamanında ya da istenen şekilde yapılamamasının etkisinin olabileceğini düşüncesi dile getirilmiştir.
Son yıllarda santralımızdaki kalifiye personel sayısının emeklilikler nedeniyle azalmış olmasına rağmen, konusunda uzman özel sektör firmalarından da destek alınarak türbin revizyonlarımız aksatılmadan yapılmaya çalışılmaktadır. Hatta son iki yılda bu konudaki çalışmalarımız hız kazanmıştır. 2006-2010 yılları arasında çeşitli sebeplerle hiç türbin revizyonu yapılamamıştır. 93 yılından 2012 yılına kadar ise yapılmış olan türbin revizyonu sayısı 14 olmasına rağmen son iki yıl içerisinde 7 adet türbin revizyonu gerçekleştirilmiştir. Bu revizyonlarda ihtiyaç duyulan noktalarda, türbin revizyonu konusunda tecrübeli özel firmalardan da destek alınmıştır. Dolayısıyla bu konudaki çalışmalarımızda bir eksiklik söz konusu değildir ve olmayacaktır. Tüm bu çalışmalara ilave olarak santralımızın problemlerinin tesbiti, emre amadelik ve verimliliği nasıl arttırabileceğimiz ve neler yapılması gerektiği konusunda da TÜBİTAK ile birlikte bir çalışma yürütülmektedir. Bu çalışmanın neticelerini de ekim ayı gibi almayı hedefliyoruz. Çalışmanın neticelenmesi sonrasında santralımızın birikmiş sorunlarının çözümü noktasında mümkün olduğunca hızlı adımlar atılacaktır.
•Haberde belirtilen son husus ise bu olayların özelleştirmeyle bir ilgisinin olup olamayacağı hususudur.
Böyle bir olayın kasten yada bilerek ihmal yoluyla meydana gelmesi mümkün değildir. Çünkü bunun sorumluluğu kişisel olarak çok ciddi sonuçlara gebedir. Hiç kimse böyle bir vebali alamaz almaya cesaret edemez. Kaldı ki özelleştirme politikası hükümetin konusu olup, bizlerin görev alanı dışındadır. Ve özelleştirilen diğer santrallere bakıldığında santrallerin hiçbiri zarar etme noktasında değildir. Dolayısıyla santralı zarar ediyor gösterme gibi bir çabaya da ihtiyaç duyulmamaktadır. Biz bunları gözetmeden santralımızın bugün ve yarın daha iyi şartlarda nasıl çalıştırılabileceğinin derdinde olmakla mükellefiz ve bunu yapmaya çalışıyoruz.
• Haberde SEAŞ’ın 2011 yılında İSO verilerine göre Türkiye’nin en büyük ilk 100 şirketi arasında 94. İken, 2012 de 97. Sıraya düştüğü belirtilmekte ve bundan endişe duyulmaktadır.
Santralımızın 2011 yılı üretimi 5milyar 19 milyon KWh olmasına rağmen 2012 yılında bu rakam 5 milyar 63 milyon KWh e yükselmiştir. Bununla birlikte net satış hasılatında yaklaşık 22 milyon TL artış olmuştur. Bu rakamlardan da anlaşılacağı üzere 2012 yılında üretim miktarı ve toplam hasılat artmasına rağmen 94. Sıradan 97. Sıraya gerliemiştir. Kuruluşumuz mevzuatı ve yapısı itibariyle ilave kapasite yatırımı yapamadığından elbette ülke ekonomisi büyüdükçe sıralamadaki yeri de değişmektedir. Öte yandan şirketimiz halihazırda bir KİT olması sebebiyle ürettiği enerjinin satış fiyatını piyasa koşullarına göre değil, devletin ekonomi politikaları gereği Hazine Finansman ve Yatırım Programı doğrultusunda belirlemektedir. Dolayısıyla satış fiyatı yüksek belirlendiğinde hasılat ve karlılık artacak büyüklük sıralamasında derece yükselecek, aksi durumda ise hasılat ve karlılık azalacak ve büyüklük sıralamasındaki yeri geriye düşecektir. Özetle bu durum santralın iyi işletilmesinden ziyade fiyat politikalarının ve ekonomik büyümenin bir neticesidir. Ancak santralımız halen gerek sektörde gerek kamuda çok önemli bir paya sahiptir.
Bu vesile ile gerek değerli medyamızın gerekse kamuoyunun hassasiyetlerine teşekkür ediyor ve yapıcı eleştirileri her zaman dikkate alarak, santralımızın daha iyi şartlarda olması için gayret göstereceğimizi ifade ediyoruz. Önümüzdeki günlerde kamuoyunun santralımızla ilgili daha doğru bilgilendirilmesi için bir dizi çalışmalarımızın olacağının da şimdiden bilinmesini istiyoruz.’dedi. Basın açıklamasının ardından SEAŞ yetkilileri 5. ünitede meydana gelen yangın sonrasında yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdiler. Basın mensupları 5. üniteyi gezerek yapılan çalışmaları yerinde gördüler. Hasarın ne düzeyde olduğu hakkında bilgi verildi. Yaklaşık 50 bin metre uzunluğunda kablonun yangında kullanılamaz hale geldiği belirtilirken bu kabloların ise tek tek çekilerek tekrar bağlanmasının ne denli zor olduğu anlatıldı.
YASAL UYARI
Karaelmas Gazetesinin WEB sitesinde sunduğu görüntüler sadece inceleme ve taslak amaçlıdır.
“KG” logolu görsellerin herhangi bir şekilde kullanılması yasal değildir ve kullanım aşamasında tarafınıza lisanslanması için Karaelmas Gazetesi’ne başvurmanız gerekmektedir. Aksi takdirde ceza uygulanır ve 5846 sayılı yasa uyarınca kanuni işlem yapılır.