Selam ve sevgiler sunarak bu hafta sizlere seslenme fırsatını bulduğum ve en önemlisi sağlıklı olarak nefes aldığım için hem şükür ederek hem de hamd ederek bu haftaki yazıma geçmek istiyorum.
Değerli okurlarım, geçenlerde bir kamu kuruluşu lojmanlarının önünden geçerken halıları ortaya sererek suyu da son haddesine kadar açan ve aynı zamanda muhabbetini de sürdüren hanımefendinin yola bıraktığı suların uzunluğu yaklaşık bir kilometreyi geçiyordu.İçlerim param parça oldu, kime sızlanacağımı veya şikayet edeceğimi bilemedim.Hiç kimse kusura bakmasın şikayet ve dedikodunun ne kadar kötü olduğunu ben çok iyi biliyorum, ancak konu bu kadar hassas olunca babamda olsa affetmem ama tabii karşında yetkili bir merci bulabilirsen. Bir halı yıkamak için yola bırakılan temiz içme suyunun maliyeti , halı yıkamacılarının en az iki katı daha fazla olduğu gibi hanım efendinin maliyeti ise en az dört katı daha fazladır. Her sene Nisan ayında kamu kurumlarında Genel müdürlük duyuru çıkararak “ Bahçe yapmayın, suları dikkatli kullanın” diyerek duyurular çıkarır, ancak bu duyurular kapılara asılırken, bahçeler bir taraftan dikilmeye başlanmıştır bile. Kurumlar bu duyuruyu çıkarmasına çıkarır ama , oralarda bir görevli ile acaba bu emirlere uyan var mı diye kontrol etme zahmetinde bulunmaz bile.
Sevgili okurlarım gerçekten ülkemizde artık su lüksümüz kalmamıştır, geçenlerde bir sahil kasabasında gittiği sağlık ocağında bir çok gencin sıra beklediğini görünce şaşırdım ve doktor bey ile yaptığım görüşmede suların dip kısımlarının kaldığı ve bunlarda hastalık yaptığını ve her gün yüzlerce gencin, vatandaşın karın ağrısı gibi şikayetlerle baş vurduğunu söyleyince inanın hiç de şaşırmadım. Yıllardan beri ilk defa diyebilirim böyle kurak bir kış mevsimi yaşadık ve nerede ise evlerimizde kışın soba yakmadığımız gibi, kışlık giyecekleri bile tekrar dolaplara iade ettik. Genel ekonomisinin önemli bir kısmı tarıma dayalı ülkemizde susuzluk vahim bir durumdur. Su kaynaklarımızın % 89’unun tarımda kullanılması ve bu suyun % 66 ‘ nın yağışlar yoluyla sağlanması tarım sektörünün iklim koşulları karşısındaki kırılganlığını ortaya çıkarmaktadır.
Sevgili dostlar, ekolojik dengenin bozulması ile birlikte dengelerimiz değişti, nerede ise kış ortasında bile denize girilecek hava ile karşılaştık, farkında iseniz bir çok ağaç erken meyve verdi.Hepimiz geleceğimiz olan çocuklarımıza bırakacağımız bu dünyayı en berbat bir şekilde ve yaşanamaz durumda bırakacağız ki bu en büyük insanlık ayıbımız olacaktır. Susuzluk kapımızı çalmadan, toplumca daha tutumlu nasıl kullanır olduğunu öğrenmeliyiz. Hortumla balkon, merdiven yıkamaktan, sokakta araba ,halı, kilim yıkamaktan, rast gele canımız sıkıldıkça elimize hortum alıp oynamaktan,musluğu sürekli açık tutarak traş olup,diş fırçalamaktan kesinlikle kaçınmalıyız.Bu bir insanlık ve yurttaşlık görevimizdir, yoksa bir süre sonra inanın çok uzak değil yosunlu suları içmeye başlayacağımızdan hiçbir şüphem olmayacaktır. Lütfen Suyu harcamayalım, insanca kullanalım. Susuz bir dünyanın yaşanmaz olacağını bir kere değil binlerce düşünelim. Suyun önemini çocuklarıma anlatarak bilinçli şekilde ve her anlamda nasıl tüketici olunur konusunda onları uyaralım, bilgi sahibi edelim.
Gelecek hafta görüşünceye dek şen ve esen kalın, sevgi ile kalın, muhabbet ile kalın inşallah.