CHP Soma İlçe Yönetimi Adana Aladağ’da meydana gelen yangının kader olmadığını dile getirerek tepki gösterdi. ‘Vahşete kader sonuçta diyen hocası da madencilerin ölümüne de fıtrat diyenler de aynı çürümüş aklın diliyle konuşuyorlar’ diyen CHP Yönetimi Tarikat yurtlarının kapatılması gerektiğini vurguladı.
CHP Soma İlçe Teşkilatı Adına Başkan Levent Elbinsoy ‘Aladağ ilk değildi ama son da olmayacak. Bu Ülkede çocuklarımızın yaşadığı her şeyin sorumlusu AKP’nin İslamcı tutumudur’ diyerek yaptığı açıklamasında ‘ Bundan bir hafta önce 10-15 yaşındaki çocuklarımızı gece yarısı yasası ile tecavüzcüleri ile evlendirmenin peşinde olan siyasal İslamcı haramiler dün gece aynı yaştaki kız çocuklarının bedenini yakanlardır.
Dün gece Adana Aladağ’da yaşları 11-16 arasında değişen kız çocuklarımızı bu harami saltanatının zihniyeti öldürdü.
Aladağ Kız Öğrenci Yurdu ülkeyi diğer tarikat ve cemaatler gibi saran Süleymancıların yurt genelindeki 1300 civarındaki yurdundan biriydi.
Uğur Mumcu, daha 1987’de “Rabıta” adlı eserinde Süleymancıların ekonomik ve siyasi ilişkilerini detaylı biçimde izah etmişti.
Süleymancılar ülke genelinde “Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği “adı altında yurt işleten imtiyazlı bir İslamcı yapıdır.
Bu yapı diğer tarikat ve cemaatler gibi,
Milli Eğitim Bakanlığının teşkilat esasına ilişkin yasa ve Milli Eğitim Bakanlığı özel yurtlar yönetmeliği 5.maddesine göre ancak lise ve üstü okullarda özel yurt açabileceği, İlk ve orta derece için yurt açıklamasının kanunen mümkün olmayacağı ilkelerini çiğnemiş;
Ülkeyi bizlere cehennem, tarikat ve Cemaatlere cennet haline getiren AKP sayesinde bu yasalar hiçe sayarak çocuklarımız için ölüm mekânları kurmuştur.
Yani bakanlık yönetmeliğine aykırı bir şekilde öğrencilerin bu yurtlarda önce barınmasına sonra da öldürülmesine göz yummuştur.
AKP Bakanlığının eğitim öğretim alanındaki kamu hizmet ve sorumluklarını yerine getirmemesinin bedelini Ensar’da ve Aladağ’da çocuklar bedeni ile ödemiştir.
Soma’da, Ermenek’te madenci ölümlerine fıtrat diyen siyasal İslamcı akıl, Ensar için bir kereden bir şey olmaz demişken Aladağ için de “kader sonuçta” diyebilmiştir.
Adana Aladağ’daki vahşete kader diyenler, bunu siyasi bir ahlak sorunu yapmayanlar, Ensar’da olduğu gibi münferit diye adlandıranlar, basit bir ihmal teknik bir konu gibi göstermeye çalışanlar; sadece siyaseten değil insani tavır olarak da ahlaksızdır ve kendi siyasal ikballerini siyasal İslamcı faşist rejimlerini korumaktadır.
Vahşete kader sonuçta diyen hocası da madencilerin ölümüne de fıtrat diyenler de aynı çürümüş aklın diliyle konuşuyorlar.
Münferit ya da kader sonuçta diyen rezillik bu işe siyaset bulaştırmayın siyasi bakmayın diyen rezillikle aynıdır.
Çünkü çocuklarımıza tarikat, cemaat evlerinde tecavüz eden, yakan zihniyetin kendisi de madende ölüme fıtrat diyen zihniyet de özünde siyasal İslam ideolojisinin çocuklarımıza, insanımıza, hayatımıza bakışından başka bir şey değildir.
Tarikatlerin, cemaatlerin yasadışı evlerine yurtlarına çocuklarımızı barınmaya mahkum edenlerin bize yaşattığı Karaman’da Ensar tecavüzleri, Adana’da bedenlerin yakılmasıdır.
Devleti cemaat tarikat devleti olarak dizayn eden siyasal İslamcı ideolojinin yeni rejimi tecavüz, istismar ve insan yakma üzerine kuruludur.
Ensarcısından, Süleymancısına, menzillisine kadar hepsinin fikri de zikri de devleti kendi ideolojik aygıtları üzerinden yönetmek ve kendi kurbanlarının üzerinden yeni bir din ve devlet inşa etmektir.
Bunun da karşılığı Karaman’da Ensar, Adana’da Süleymancıların yaktığı çocuklardır.
4+4+4 ile eğitimi dinselleştirme fikri çocuklarımızı evlerinden, köylerinden okullarından koparmıştır.
Bu dinselleştirme ile yaşananlarla
Köy okullarını yatılı bölge okullarını kapatarak köylerden gelen fakir aile çocuklarına sosyal devlet gereği kamusal ve parasız barınma imkânı vermeyen siyasal İslamcı ideolojinin kindar ve Dindar neslinin yetiştirme histerisinin sonu; tecavüz ve çocuk bedenlerin yakılması olmuştur.
O yüzden ne Ensar ne Aladağ; münferit ve kader değil, kaza değil, teknik sorun değil, ihmal değil; siyasal İslamcı ideolojinin hayatımıza kastı; devlet teşvikiyle çocuklarımızın geleceğinin tecavüzü ve kundaklamasıdır.
Ülkemizi Fethullahçısından, Süleymancısına, Nakşisinden, Menzilcisine tarikatların çöplüğüne çevirenler, devlette tarikat ve cemaatlere alan açanlar, Ensar rejimi için okul ve yurtları tarikat ve cemaatlerin hizmetine sunanlar, kaçak yurt ve ev açtıranlar, gerekli denetimi yapmak yerine bunların sırtını sıvazlayanlar, Ensar’da tecavüzlerin, Aladağ ‘da yanan bedenlerin sorumlusudur.
Ensar’ın tecavüzcülerine Aladağ’ın cinayetlerine neden olan şey, siyasal İslamcı ideolojinin yamyamlığı, ülkeyi mahkûm ettiği yoksulluktur.
Ne kader ne fıtrat ne ihmal ne de münferittir.
Yaşanan her şeyi, teknik bir mesele, basit ihmaller zinciri, alınamayan önlemler değil çocuklarımızın tarikat ve cemaat evlerine, yurtlarına yönlendirmek, mahkûm etmek ile özetlenebilecek bir siyasal tercihin sonucu olarak görmek gerekir.
Durumun özeti bir babanın şu feryadıdır.
“Burası Süleymancılar’ın yurdu. Aladağ’daki Yurdu yıktılar, bizim çocuklarımızı Süleymancıların yurduna yerleştirdiler.”
İşte bu yüzden bu ülkede 14 yıllık AKP rejiminde çocuklarımız tarikat ve cemaat evlerinde ya tecavüze uğruyor ya da yanarak ölüyor.
Aladağ ilk değil muhtemelen son da olmayacak.
Yine Süleymancılara ait Konya’da 1 Ağustos 2008’de “Özel Boğaziçi Öğrenci Yurdu” isimli kuran kursunda LPG tankından sızan gazın patlaması sonucu 17 çocuk,
2015’te de Diyarbakır Kulp’ta Kuran Kursu yurdunda çıkan yangında 6 çocuk ölmüştü.
Konya’da, Kulp’da ölen çocukların faillerini ortaya çıkarmayanlar, ceza vermeyenler bugün Aladağ’ın sorumlusudur.
Aladağ özelinde belki Valilik, belediye bu milli eğitim yetkilileri bu yurda ruhsat verdiği için sorumlu görülebilir.
Peki ya Devletin kendisi olan hükümet?
Onların hiç mi suçu yok?
Ensar dan Aladağ’a bu yurtları, kursları denetlemeyenler, kaçak yurt açmaya göz yumanlar; ölümler yaşandığında cinayetlerin ortağıdır,
Ülkede çocuklarımız ile ilgili yaşanan her şeyin sorumlusu AKP’nin siyasal İslamcı zihniyetidir.
Tüm bu işin sorumluları
Derhal onurları, haysiyetleri, vicdanları varsa istifa etmelidirler.
ALADAĞ VE DİĞERLERİ KADER DEĞİL CİNAYETTİR. TARİKAT YURTLARI DERHAL KAPATILMALIDIR!!!’dedi.