Selam ve sevgilerin en güzelinin siz değerli okuyucularımın ve değerli dostlarımın olması dileği ile hepinize güzel bir hafta dilerken, bu hafta sevgili okurlarıma İstanbul’dan sesleniyorum.
Sevgili dostlarım geçen hafta sizlere buradan yazmış olduğum haftalık köşe yazısında “ Salı’da aynı, Çarşamba pazarı da aynı “ isimli yazımızı okuyan dostlarımızdan çok çeşitli yazılar aldım, bir çok kişi teşekkür ederken bunlardan birkaç tanesi de insanlar ne yapsın ekmek parası diyerek serzenişlerini dile getirmişler. Burada hiç kimsenin ekmek parası için kimsenin kazancına veya para kazanmasına bir şey dediği yok, ancak gelişigüzel kargaşalık yaparak, pazarın içerisine araba ile, motorlar ile dalarak insanların huzurunu da kaçırın demiyor elbette, burada kolluk görevlilerin ve ilgililerin biraz daha gereken özen ve dikkati göstermelerini isteyerek , insanların rahat alış verişlerini yapmalarının sağlanmasını özelliklede bisikletli motorlardan yaka silktiklerini, gelişigüzel açılan sergi ve tezgâhların hem vatandaşların sağlığı ile oynadıkları için takip edilmesini, hem de her türlü hırsızlık ve yankesiciliğe karşı daha çok ihtimam gösterilmesi istenmektedir. Rastgele konulan arabalar yüzünden olası bir yangın veya kazaya karşı ne itfaiyenin ne de ambulansın girmesinin mümkün olmadığı ve istenmeyen sonuçlarında kaçınılmaz olacağının bilinmesi gereklidir.
Sevgili dostlarım ve değerli okurlarım, bu hafta özellikle bayan okuyucularımdan aldığım bir konuyu burada açmak istedim ve bilinmesinde de fayda olacağını sanıyorum. Malumlarımız olduğu üzere ne yazık ki bir çok kıraathane, birahanenin dışarıda sigara içmek için yerleri ve bazı kahvelerinde küçük iskemleleri olduğunu biliyor, görüyoruz. Hanım kardeşlerimiz ve bayan okuyucularımız alışverişe çıktıkları zaman bu caddelerden geçerken çok rahatsız olduklarını, bayanların gözlerine doğru bakarak rahatsız ettiklerini, bazıları da söz ve gülüşleri ile rahatsızlık verdiklerini söyleyerek bu konuda çok mağdur olduklarını, yol değiştirmek zorunda kaldıklarını, ancak yola inecekleri için kendileri adına büyük tehlike yarattığını söylemekte ve caddelerin bu kadar işgal edilerek saygı duyulmamasını toplumun büyük ayıbı olduğunu söylemektedirler.
Zaman zaman bende ismini vermek istemediğim cadde ve sokaklardan geçerken şikayet duyulan yerlerdeki her iç kelimenin ikisinin küfürlü ve argo konuşmalar olduğunu duyuyor, kendim erkek olduğum halde şaşırıyor ve üzülüyorum, o caddelerden geçen her kim olursa olsun hepimizin bir yakını olabileceği gibi, çoluk çocuğumuz, annemiz, ninemiz, dedemiz, kızımız, oğlumuz da olabilir, böyle bir saygısızlığı ve cümleyi duymak veya söylemek sizce marifet midir diye soruyorum ? eğer argo ve küfürlü konuşmayı çok seviyor, veya arzu ediyorsanız lütfen kimseyi rahatsız etmeden kendi evinizde yapın o zaman. O caddeleri ve yolları kullanan her kim olursa olsun bu kadar bilinçsizce atılan izmaritlere, pisliklere, atıklara zor sabır ederken bu kez de cadde üstlerinde sokak edebiyatı ve tabiri caiz ise küfür seremonisini kimse dinlemek zorunda değildir. Tek merak ettiğim insanların bu küfür dilini nasıl ve nereden öğrendikleridir. Bu küfürün öğretildiği bir yer varsa ve öğreniliyorsa o zaman öğrenilecek ve öğretilecek çok daha faydalı konuların olduğunu düşünüyorum. Her yanımız küfür ve argo ile doldu, maça git küfür, caddeden ,kahvehanelerin önünden geçerken küfür, okulda küfür, sosyal paylaşım siteleri küfürlü paylaşımlar, prostatsalar küfür den geçilmiyor nereye gidiyoruz bir bilen varsa birileri bana söylesin veya anlatsın.
Neler oluyor bize, neler oluyor Allahım… e şimdi birileri kalkar da meclis de bizi temsi eden vekiller bile bunları kullanıyor derlerse de tabii onlara da söyleyecek bir sözüm yok ama biz bize sahip çıkıp kişilik ve efendiliğimizi zapt etmesini bilemezsek gelecek nesillerden de bir şey beklememek lazım, geçenlerde okul yolunda bir kızın delikanlıya ettiği küfürlü kelimeyi duyunca dondum kaldım. Artık demek ki küfür solunum yolarındaki nefesimiz gibi olmuş ama siz yine kimseyi, kimseleri rahatsız etmeden kendi evinizde istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.
Son söz kendinize yapılmasını istemediğiniz şeyleri bir başkaları için de yapmamaya özen gösterin lütfen, bu caddeler ve yollar gelen geçen kızlar ve bayanları seyretmek veya gözetlemek için sizlerin hizmetine sunuluş yollar değildir, eğer böyle yerler arıyorsanız kendinize başka alanlar yaratın lütfen. Buradan yetkililere de sesleniyorum madem ki her şeye bir kampanya yapabiliyorsunuz “ Küfürsüz bir Hayat “ adı altında camilerden başlayarak, okul ve spor sahalarına kadar, sosyal paylaşım sitelerine kadar bu Küfüre Hayır kampanyası desteklenmelidir.
Gelecek hafta görüşünceye dek şen ve esen kalın, sağlık ile kalın sevgili dostlar.