İnsanlarla ebeveynlik alanında iletişime geçtiğimde sıklıkla şununla karşılaşıyorum:
“Artık anlıyor mudur? Anlatmam gerekir mi? Aynalayayım mı? “
Şaşırmaktan kendimi alamıyorum açıkçası . İnsanlar toplumdaki çocuk algısından bir hayli etkileniyorlar ve “çocuktur anlamaz” iddiası kabul görüyor.
Bebeklerin ilk günden itibaren sizin duygunuzu, niyetinizi sezdiğini, kelimelerle ifade edemeseler bile ortamda bir şeylerin değiştiğini yüksek bir duyarlılık ile fark ettiklerini bilmelisiniz. Bebeğinizin gözlerine bakarak sakin ve tatlı bir ses tonu ile tane tane , kısa cümleler ile konuşmanızı ve her tümcenize onun bedeniyle verdiği tepkiyi aynalamanızı öneriyorum.
Bu eylemlerin inanılmaz faydalı bilişsel, duyusal ve duygusal uyaranlar olmasının yanında bizzat ebeveynliğinize katkısı muazzam olacaktır. Zira bir bebek ile konuştuğunuzda onu eğilip bükülecek bir nesne olarak göremez onun tam anlamıyla bir insan olduğunu her gün yeniden kendi sisteminize de iliştirirsiniz. Böylece şu ana kadar toplumdan size doğru aksettirilmiş olan “çocuk şekillendirilecek bir nesnedir, ebeveynlik yetişkinden çocuğa doğru bir bilgi ve davranış akışıdır.” Yaklaşımını değiştirmeye başlarsınız.
Bir bebeğe ne kadar sıklıkla tam bir saygıyı, özeni, şefkati hakeden bir insan muamelesi yaparsanız bebeğiniz o kadar büyük ihtimalle o insana dönüşür . Başka bir deyişle ebeveynin bakışı çocuğu inşa eder. Bu sebeple bebeğinizle göz teması kurarak iletişime geçtiğiniz anda , verdikleri tepkilere dikkat kesilin. O yanıtları seslendirin.
Şimdiye kadar sezgisel ebeveynlik yapan tüm ebeveynler bunu gerçekleştirdiler emin olun. Hiç bir kitap yazmadan , çok önceden beri…
Farkındalık ve nezaketle…