13 Mayıs 2014’te yaşanan maden faciasının ardından her ayın 13’üncü gününü ‘Madencileri Anma Günü’ ilan eden madenci yakınları, yürüyüş düzenledi.
Sosyal Haklar Derneği Soma Şubesi tarafından düzenlenen yürüyüşe faciada yaşamını yitiren madencilerin yakınları katıldı. Her ayın 13’üncü gününü ‘Madencileri Anma Günü’ ilan ettiklerini belirten madenci yakınları, Ege Linyit İşletmeleri Müessesi Müdürlüğü (ELİ) önünde bir araya geldi. Yaklaşık 15 kişilik grup; ‘Soma’yı unutmadık, unutturmayacağız’, ‘Sorumlulardan hesap soracağız’ yazılı pankart, ‘Yastayız, isyandayız. Hesabını soracağız’, ‘Kader değil cinayet’ yazılı döviz ve “Soma’yı unutma, unutturma” sloganları eşliğinde Beşyol Mevkiindeki Madenci Anıtı’na yürüdü. Madenci aileleri, yanlarında getirdikleri kırmızı karanfilleri madenci anıtına bıraktı.
Madenci anıtı önünde basın açıklaması yapan Maden faciasında hayatını kaybeden Uğur Çolak’ın babası İsmail Çolak, “13 mayıs 2014 tarihinde somada katledilen 301 maden şehidi canlarımızı katliamın 30.cu ayında tüm baskılara ve engellemelere rağmen anmaya devam ediyoruz. Hak hukuk ve Adalet arayışımızı egemenlere inat kesintisiz gerçekleştiriyoruz…
Sermaye-sarı sendika-siyaset ablukasında madencileri göz göre göre iş cinayetinde katledilenler. Daha çok kâr ve rant için gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini almayan patronlar ; yeterli denetimleri yaptırmayan ve işçilerin durumlarını görmezden gelen kamu kurumları ve işçilere sahip çıkmak, haklarını savunmak yerine sermaye ve iktidar ile iş tutan sarı sendikanın ortak sorumluluğundadır bu cinayet! Ve hala Somada Sermaye Siyaset Sarı Sendika ablukası devam ediyor
301 Can… 301 baba,kardeş,oğul,eş.. Onlar sadece bir maden işçisi değildi. Onlar birer evlat, onlar birer eş ve birer babaydı. Amcaydı, dayıydı.
Biz aileler bu katliamın hesabını sormak için adelet arıyoruz. Tıpkı ülkenin birçok yerinde katledilenen diğer aileler gibi… sokaklarında huzur kalmamış, baskıların zulmün eksik olmadığı, neredeyse hergün ölüm haberlerinin tam sayfa verildiği ülkede…
Birlikte kurdukları bozuk düzende, ülkeyi bu hale getiren, kendi gibi düşünmeyen ve kendinden olmayan herkese ve herşeye yaşama hakkı tanımayan bu düzen uygulayacıları, elinde bulundurduklari devlet gücünü kullanarak, baskı ve zulümlere hergün bir yenisini daha eklemektedir…Mualif olan gazetelerden tutunda hak arayan avukatlara, tacize uģramis kadın savunucularından, sendikalara toplumun her kesimini baskı altına alan ve zindanları,direnenlere bir tehdit unsuru olarak başımıza diken bu zihniyet en son olarak gözünü hak arayan derneklere dikmiş ve yuzlerce derneğin kapısına kilit vurmuştur… Dün cumhuriyet gazetesine yattıkları zulmü, bugün bizimde davalarımızı yürüten avukatlara ve bağlı bulundukları derneklerine yapmaktadırlar.
Buradan sesleniyoruz Siyasi iktidar, OHAL’i demokratik kişi ve kurumlar üzerinde bir baskı ve tasfiye aracı olarak kullanmaktan vazgeçmelidir. Son yayınlanan KHK ile aralarında İnsan Haklar Derneği, Gündem Çocuk Derneği, Gökkuşağı Kadın Derneği ve Panayır Kadın Dayanışma Derneği, Barış Derneği, Özgürlükçü Hukukçular Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği gibi çok önemli kurumların faaliyetleri durduruldu. Bu; yıllardır çocuk ve kadın haklarını savunanları, barışı ve insan haklarını savunanları susturmak demektir. Bu Soma’da katledilen 301 madenci savunmasız kalsın, şirketten ve devletten hesap sorulmasın demektir.
Katliamının ilk gününden itibaren bize sahip çıkan ve davamızı yürüten Çağdaş hukukçular derneği,, halkın hukuk bürosu, ve kadın dernekleri bunlardan sadece bir kaçıdır…
Bu baskı ve zulmu uygulayan düzen savunucuları şunu bilmelidirki; bizleri asla teslim alamayacaksınız.tek amaçları insan gibi yaşmak olan, adelet için eşitlik için baris için onuruyla mücadele eden bu insanlar eninde sonunda güneşin bu karanlığı ortadan kaldıracağı günleri görecektir.
Artık sabır tükenmiştir. Bana birşey olmaz diyen nice zümreler, bugün sıranın onlara da geldiğini görmüşler ve bu zulme maruz kalmıstır.
Daha ne beklenmektedir bu zulme dur demek için!!! Birleşik muhalefetin tam da zamanıdır… Soma’dan Ankara’ya, ermenekten diyarbakıra, istanbuldan antepe kadar yurdun dört bir yanında, kadınıyla, erkeğiyle yaşlısıyla genciyle barış için adelet için eşitlik için hep birlikte mücadele etmenin vakti gelmiştir geçmektedir… Yüreği bizimle çarpan ve bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmayan bu dernekler ve demokratik kitle örgütlerine selam olsun.. Somalı şehit madenci aileleri olarak davamıza davanıza sahip çıkacağız. Ve asla pes etmeyeceğiz” dedi.
Açıklamanın ardından gurup sessizce dağıldı.