Selam ve sevgilerin en güzelinin siz değerli gönül dostlarım ve can okuyucularımın olması dileği ile hepinize selam ve sevgilerimi sunarak, güzel ve sıcak bir pazartesi başı mesaisinden sonra hepinize güzel bir hafta geçirmeniz dileği ile bu haftaki konumuza geçmek istiyorum.
Sevgili dostlarım, değerli okuyucularım, geçen hafta lojmanımın arka bahçesinde otururken arka arkaya patlamaya başlayan havai fişekler neticesinde yan tarafımda her zaman usul usul yatan sevgili köpeğimiz Yaman’ın birden koşar adım uzaklaşarak kaçtığını gördüm.Sağ olsun komşumla beraber tüm aramamıza rağmen sabaha kadar nereye saklandı ise kayboldu gitti. Sevgili okuyucular benim hemen hemen tüm yazılarımda söylediğim ve vurguladığım önemli bir konu var, Soma çalışan madenci ve elektrikçi kesime ile hizmet sektörünün önemli yerleşkelerinden birisidir.Hepimiz burada çalışan kesimi temsil ediyoruz, kul hakkı dediğimiz olay sadece birisinin parasını gasp ederek veya malını çalarak zimmete geçirmek kul hakkını teşkil etmiyor elbette,komşusunun komşusuna verdiği ayak tıkırtısının rahatsızlığı bile kul hakkına girerken ,nasıl bir insanlık yapımız varsa, ne hasta, ne yaşlı, ne çalışan, ne okul yanı, nede okul önünde saygıyı kaybettik. Mübarek ramazan ayında bile, müslümanın müslümana saygısı kalmamış, geçenlerde sosyal paylaşım sitelerinin birinde ilginç bir yazı gördüm, “Oruç tutanlar, oruç tutmayan arkadaşlara karşı saygılı davranın,onların önünüzde yemek yemesine, sigara içmesine saygı gösterin”yazıyordu. Sokaktaki adamları bırakın , bir çok öğrenci veya genç kızların bile her köşe başında ağızlarında sigara ile rahatça hareket ettiklerini görüyorum, elbette kimse kimseye zoraki oruç tutturmaya veya ibadet yapmaya zorlayamaz, ancak insanların birbirlerine saygılı olması lazım, Aynı vatan, aynı şehir ve aynı ortamda yaşayan ve hareket eden , oruç tutan ve tutmayan kardeşlerin, birbirlerinin inanç ve ibadetlerine saygı duyması her şeyden önce bir insanlık görevidir. Nitekim insani değerleri benimseyenler, başkalarına karşı saygılı olur, Bir insan olarak, Ramazan ayında oruç tutmayanların vicdani görevleri, oruç tutanların yanında açıkça orucu yememeleridir. Müslümanların orucuna saygı gösterdiği için bir Yahudi’nin -sonuçta imanını kurtararak- cennetlik olduğunu gösteren hadis rivayetleri vardır.
Sevgili dostlarım, değerli, okurlarım, havi fişekten konu bira oruç saygısına doğru fazlaca yazdık ama oruç konusuda insanlar arasında gerçekten önemli bir konudur ve hatta bazı Avrupa ülke vatandaşlarının Türkiye’ye seyahat veya tatil konusu gündeme gelince eğer mübarek ramazan ayı ise kendi vatandaşlarını uyararak gelişigüzel veya denk gele yemek yememe konusunda nasihatti bulunurlar.
Değerli okurlarım aslında bu hafta yazmak istediğim havai fişeğin atılması,Valiliklerden veya ilçelerde Kaymakamlık ve Emniyet Müdürlerinde izin alınma durumu olduklarını ve bunları atanların bazı kayıt ve atış belgelerinin olması gerektiğini biliyorum, yaptığım araştırmalarda çok çok bir bilgi sahibi de olamadım, sadece prosedür gereğimi izin alınıyor, takip ediliyormu ? veya izinsizde atılıyormu?, denetimi yapılıyormu?, yapılmıyormu bir sonuca varamadım, ancak bir kanuna ve yönetmelik hükümlerine göre yapılması gerektiğini, izin alınmasını ve belirli bir ehliyete sahip olunması gerektiğini biliyorum, ama buna benze geçtiğimiz yıllarda da hatırladığım kadarı ile şehir içlerindeki düğün konvoylarında korna çalmak yasak iken, bugün aynı günde belki yüz tane araç aynı anda, veya aynı cadde üzerinde kesişerek korna seslerini gelişigüzel denk gele çalarak tüm vatandaşları rahatsız etmeye devam etmektedirler, bunların denetimi mümkün mü, tabii ki genel işleyiş ve asayiş düzeninin şartlarını bildiğim için, her düğün konvoyuna birer tane trafik ekibi görevlendirmek olacak iş değil, öyleyse öncelikle insanlarımız birbirlerine karşı saygılı davranacaklar ve ondan sonrada kendileri saygı bekleyecekler.
Gelecek hafta görüşünceye dek hepinize sağlık, mutluluk ve huzur dolu bir hafta geçirmeniz dileği ile saygılar, sevgiler sunarım, Allaha emanet olun.